Makale Çağrısı: Çoklu Krizler Çağında Dayanıklılık - Cilt 6 Sayı 1 (2025): Şubat

18.10.2024

Dünyanın çeşitli şekillerde karşı karşıya kaldığı çoklu krizler kavramsal olarak, temeline iklim krizini alan bir yaklaşımla Morin ve Kern (1993) tarafından ‘çok yönlü kriz’ olarak tanımlanıyor: “…diğerlerinin tamamını altına alacak bir numaralı bir sorun ortaya çıkartamıyoruz; hayati olan tek bir sorun yok, birçok sorun var ve bu bir numaralı hayati sorunu oluşturan sorunların, çatışmaların, kontrol edilemez süreçlerin, gezegenin genel krizlerinin karmaşık ve karşılıklı bağımlılığıdır...”  Bu karşılıklı bağımlılık, iç içe geçen ve birbirinden beslenen, birbirinin sonucu ve/veya aynı zamanda sebebi olabilen krizler gelişmekte olan ülkeler için olduğu kadar gelişmiş ülkeler için de büyük sorunları beraberinde getiriyor. Bu eş zamanlı, çok boyutlu, etkisi de şiddeti de her geçen gün artan krizleri aşmanın temelini ekonomik, toplumsal ve ekolojik dirençliliği ‘eş zamanlı’ arttırmak oluşturuyor. Bu imkânsız üçleme gelişmiş ülkeler ve ekonomiler için farklı şekillerde ortaya çıkarken az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı şekillerde yaşanıyor. Pandemi sonrası dünyada iklimin, kapitalizmin, demokrasinin, suyun, gıdanın, enerjinin, savaş ve çatışma ortamlarının yarattığı krizlerin refah üzerindeki olumsuz etkileri, teknolojik gelişmeler başta olmak üzere tüm bu değişim ve dönüşüm içinde uluslarararası aktörlerin ve devletin rolünü yeni baştan düşünmeyi zorunlu kılıyor.

Bu açmazların içinde Türkiye, bir yandan pandemi sonrasında derinleşen ekonomik krizle ve öte yandan da ekonomik, ekolojik ve toplumsal etkileri zaman içinde daha belirginleşerek derinleşecek 6 Şubat Maraş ve 20 Şubat Hatay Depremlerinin ardında bıraktığı gerçeklerle yüzleşiyor. İçinde bulunduğu coğrafyada seller, yangınlar, kuraklık ve benzer pek çok iklim temelli afet ve savaş başta olmak üzere tüm siyasi gelişmelerin etkisiyle göç ile tam da çoklu kriz olarak adlandırılabilecek bu süreç gittikçe daha da karmaşık hale geliyor.

Sosyal bilimciler açısından uzun yıllar boyunca sayısız araştırmaya konu olacak bu dönemin, çoklu krizler çağının temel tartışma eksenlerinden birini kimi zaman dirençlilik olarak da adlandırılan “dayanıklılık” oluşturuyor. Dayanıklılık, çok disiplinli, çok boyutlu yaklaşımlarla fiziksel, ekonomik, mali, sektörel, kurumsal, psikolojik, toplumsal, kentsel, bölgesel, ekolojik olarak sınıflandırılıyor, tartışılıyor ve analiz ediliyor.

Çoklu Krizler Çağında Dayanıklılık Özel Sayısı, ekonomik, politik, ekolojik ve toplumsal kırılganlıkların yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde, ne tür dirençlilik politika ve önlemleri gerektirdiğine ilişkin tartışmalara odaklanıyor.

Bu sayıda akademik düşünce ve arayışı, kamu politikalarının tasarımından sivil toplum aktivizminin gelişimine; iş dünyasının rollerinden merkezi ve yerel yönetimlerin sorumluluklarına kadar pek çok konuda tartışmaya ve çözüm üretmeye yönlendirmek istiyoruz. Bilgi düzensizliklerinin de katkısı ile görmezden gelinen gerçekleri tartışmak, çoklu krizlerin kaçınılmaz sonucu olan çok katmanlı eşitsizlikleri gündeme almak ve dirençli toplum, ekonomi ve ekoloji oluşturmaya ilişkin yeni sorular sormaya davet ederken, bunlarla sınırlı olmamak üzere, odaklanmak istediğimiz alt temaları şu şekilde ifade edebiliriz:

  • Dayanıklılık ekseninde kavramsal tartışmalar, alternatif yaklaşımlar ve modeller
  • Toplumsal ve ekonomik kalkınma aşamalarında direnç ve dayanıklılık ve eleştirel yaklaşımlar
  • Çoklu krizlerin başta kırılgan gruplar olmak üzere farklı toplumsal kesimlere etkileri ve toplumsal dayanıklılık
  • Toplumsal dayanıklılığın çok aktörlü ve kapsayıcı tasarımı
  • Ekonomik dayanıklılığın adil ve erişilebilir tasarımı
  • Ekolojik dayanıklılığın çok katmanlı tasarımı
  • Kentsel, bölgesel, sektörel ve kurumsal dayanıklılık
  • Kritik kentsel altyapılar ve bölgesel kırılganlıklar
  • Teknolojinin afet başta olmak üzere çoklu krizlerle mücadelede kullanımına ilişkin yenilikçi yaklaşımlar
  • Afete hazırlık, mücadele ve iyileştirme süreçlerinde sosyal, ekonomik, ekolojik dayanıklılık
  • Afet riskini azaltmaya ve yönetmeye ilişkin yenilikçi yaklaşımlar
  • Afet sonrası çevre odaklı yeniden yapılanma ve katılımcılık odaklı sosyal yapılanma

Sayı Editörleri: Murad Tiryakioğlu, Pınar Uyan Semerci

Makale gönderimi için son tarih: 20 Aralık 2024