Reflektif Cilt 6 Sayı 3 (2025): Ekim Lansman Paneli Videosu
Reflektif Sosyal Bilimler Dergisi 6:3 Lansman Paneli Videosu yayında...
https://www.youtube.com/watch?v=bZjp68I1bvc&feature=youtu.be
REFLEKTİF Sosyal Bilimler Dergisi, 2020 yılında yayın hayatına girmiş hakemli bir dergidir ve yılda üç kez Ekim, Şubat ve Haziran aylarında yayımlanır.
Dergimiz küresel olarak akademik alanın daraldığı, sosyal bilimlerin “ikincil” olarak görüldüğü, “gerçek” ötesi tartışmalarının ve bilim karşıtlığının yaygınlaştığı bu dönemde; eleştirel bir bakış açısına sahip çalışmalara yer verecek, kendini daimi olarak “öğrenci” gören tüm araştırmacıların, akademisyenlerin çalışmalarını özgürce kamuoyuyla paylaşacağı bir ortam oluşturmayı hedefliyor.
Aslında bilim insanlarının kendisiyle yüzleşmesinin, araştırma sorununun oluşturulmasında ve araştırmalarının yürütülmesindeki sorunlarının ve çözüm tercihlerinin kendisini nasıl dönüştürdüğünü serbestçe paylaşabilmesinin de öğrencilerimize bırakacağımız en önemli miraslardan biri olacağını düşünüyoruz.
Reflektif Sosyal Bilimler Dergisi, açık erişim politikasını destekler, dolayısıyla yayınlanan yazıların yazarlar ve okuyucular tarafından paylaşılmasını teşvik eder.
Reflektif Sosyal Bilimler Dergisi 6:3 Lansman Paneli Videosu yayında...
https://www.youtube.com/watch?v=bZjp68I1bvc&feature=youtu.be
İklim değişikliği, sera gazı azaltımına dair ekonomik analizlerden uluslararası müzakerelerin yapısına, kentlerin iklim etkilerine uyum ve dirençliliğinden su ve gıda politikalarına kadar sosyal bilimlerde çok geniş bir araştırma alanı yaratmaktadır. Her ne kadar IPCC’nin (Intergovernmental Panel on Climate Change) değerlendirme raporlarındaki fizik bilimleri, etkiler ve uyum ile azaltım şeklindeki üçlü ayrımı iklim araştırmalarına hâkim olmaya devam etse de, iklim değişikliğinin çok boyutlu etkileri ve çözüm yollarının karmaşıklığı, tek bir disiplinin çerçevesinde yürütülen çalışmaların sınırlı kalmasına neden olmaktadır.
Giderek hızlanan iklim değişikliği, artık yalnızca bilimsel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve siyasal bir kriz olarak bilimlerdeki geleneksel sınırları aşmayı gerektiriyor. Bu durum, iletişim ve kültürel çalışmaların yanı sıra edebiyat, sanat, felsefe ve diğer beşeri bilimler için de iklim krizini giderek daha ayırt edici bir tema haline getirmiştir.